İftar Topu
İFTAR TOPU
İtalyanlara dair bana, çizgisi çizgisine gerçek bir vaka anlattılar, bayıldım. Roma İmparatorluğunun yıkılışından sonra mutlak ve şifasız bir tereddiye uğrıyan bu milletin, cesaret mevzuunda ne olduğunu anlamak için bu vakayı dinlemeli…
Vaka İtalyanlara mutabık olduğu kadar, Arşimed kanunu suya mutabık değildir.
Daima imanı emrindeki cesareti uğrunda paramparça ettiği gibi yine o uğurda bir aralık paramparça olmak tehlikesini yaşıyan Türkiye, 1919 da her bucağından ısırılırken, İtalyan tahtakurularına da Muğla ve civarını rahatsız etmek vazifesi düşmüş ve Muğlada bir İtalyan bölüğü karargah kurmuş. Sağı solu, önü arkası kendi kıtaları tarafından emniyet altında bulunan bu bölük Muğlada boy göstere dursun, Ramazan ayı gelmiş.
Akşam üzeri, mahzun yürekli müslümanlar orucunu bozsun diye hükümet konağının arkasındaki ihtiyar topu öksürtüvermişler.
Bir anda, ama saniyenin onda biri kadar kısa bir anda İtalyan bölüğü, Türkler hücuma geçti vehmile, yatakhanelerine koşmuş, kasetlerini, torbalarını, gitarlarını, kasaturalarını kuşanmış ve çil yavrusu gibi denize doğru koşmuş; 50 kilometreden fazla bir mesafeyi arkasına bile bakmadan aşarak kumsala can atmış.
İftar topunun öksürüğünü duymamış olan ve bölüklerini arayan öbür italyan birlikleri, uzun bir araştırmadan sonra kan kardeşlerini Efes kıyılarında bulmuşlar.
Geçmiş harplerin İtalyanı bu, geçen harplerin İtalyanı bu, geçecek harplerin İtalyanı budur.
10 Temmuz 1939
(Çerçeve 1, Büyük Doğu Yayınları, 3. Baskı / s. 154)