MASKE
Yobaz,  Allah adına konuşur. Şeriatın, Kitabın, Peygamberin reddetmediği  işlere; Din, Şeriat, Kitap ve Peygamber adına damgasını basar.
Halbuki,  kalbinin nur sağan aynasında, Dinin, Şeriatin, Kitabın, Peygamberin en  gerçek akislerini pırıldatan büyük Velî, derin bir sükût içindedir.
Onaltışar  yaşında, üç haylaz, paltolarını rehine koyup bir broşür çıkarır ve  gençlik adına konuşur. Gençliğin semtine uğramamış temayüllere gençliğin  dâvası süsünü verir. Halbuki onaltışar yaşında üç haylaz, üç sahipsiz  sıpa kadar gençliğe uzaktır.
Halbuki, hakiki gençlik, hâdiselerin  esrarlı teknesinde pişmekte; ve olmaya memur bulunduğu cevhere doğru,  için için kıvam tutmaktadır.
Bir ruh hastası, hastalığı ilerleyip de  korku ve nefs murakebesi duygusunu kaybeder etmez, şiirde yenilik adına  konuşur. Nizam, ahenk, şekil, fikir, unsur, muhteva gibi bütün insanî  kıymet ölçülerine eskilik ve bunaklık atfeder.
Halbuki, o ruh  hastası, her müsbet hâdise karşısında menfi tarafı gıcıklanan bir sinir  bünyesinin, insanoğlu kadar eski aksülâmelinden bayat bir Örnektir.
Halbuki  yenilik, eski kıymet şekillerinin yüzde yüz tersini yapmak  sahtekârlığında değil, eski kıymet şekillerini aşıp ötesine geçmek  marifetindedir.
Daha neler, neler adına konuşur. Komünist, millet  hakları; İnönü vatan menfaati adına konuşur. Samimiyet, halisiyet ve  hakikat yoksunu herkesin suratına geçirdiği bir “suret-i hak” maskesi  vardır.
Bütün bu ağızlar, hırsızın kanun, namussuzun fazilet adına konuşması kabilinden…
Bu  zümrelerin ve daha nicesinin şarlatan örnekleri de, kuvvetlerini büyük  ve sabırlı hakikatin onları hemen yalanlamayan, tepelemeye tenezzül  etmeyen ulvî temkininden alırlar.
“Suret-i hak” maskesi dediğimiz şeytanî tecelli çehresi, hakikati yutan korkunç ejderha işte budur!
Aydın  geçinenlerimizin içinde kaynaştığı (Agora), bir karnaval meydanından  farksızdır ve orada bütün suratlar birer “suret-i hak” maskesidir.
Yeni istanbul Gazetesi 8 Haziran 1965
(Hücum Ve Polemik, Büyük Doğu Yayınları, 4. Baskı / s. 217-218)
