İLİM ADAMI VE CESARET
Bir  Mustafa Şekib vardı… Onun evindeyiz… Peyami Safa da var…  Konuşuyoruz. Bir köşede akvaryum… İçinde kırmızı bir balık yüzüyor.  Çocuğu da oralarda oynuyor.
“Niçin şu camları kırmıyorsun?.. Hiçbir  şeyinize inanmıyorum, diye bağırmıyorsun?.. Niçin sende bu haysiyet  yok?.. Hangi âlim cemiyette kendinden ibaret kalır?.. Tıpkı şu balık  gibi…”
Dedim. Şöyle çocuğunu gösterdi:
“Viran olası hânede evlad ü iyal var…”
Dedi.
“Balık da var, değil mi?..”
Dedim.
İlim  sahibi, yürekli, cesur olmalı… Arayıcı ve cesur… Hiç olmazsa  kültürüne İbrahim Hakkı’nın eski kültürden aldığı kadar kültür  karıştırmalı… Hayır; bu yok!.. Orada yok nerede var? Hiçbir yerde…
